Wer sind Heartbroken und Distressed Häftlinge - Dertli ve Sıkıntılı Mahkûmlar Kimdir?

In diesem Artikel habe ich sehr verschiedene Thema gehandelt. Wer sind Heartbroken und Distressed Häftlinge? Was meine ich von Häftlinge? Der Artikel ist auf Türkisch.

Modern devir olarak adlandırdığımız 21. yüzyıl insanları, önceki devirlere nispeten daha farklı bir bakış açısına sahip olmuştur. Önceki devirlerde "insanlık" olarak adlandırılmış bu kavram günümüzde "insancıl" adıyla adlandırılmıştır. Psikolojik baskıların ön plana çıktı dönem insanlarının günümüzde yaşadığı sanılsa da aslında o insanlar incilin sadece papazlar ve rahipler arasında bilindiği dönemlerde kaldılar. Günümüzde psikolojik baskının yanı sıra aşırı özgürlük anlayışı, insanları insanlık adına değil, insancıl maddeler adına yönlendirmektedir. Dertlerini anlatmaya çalışan insanların azaldığı günümüz dünyamızda herkes dertli olarak kendisini görüyor.  Günümüzde insan oğlu terimleri, kavramları ve olguları farklı adlandırmakta ve farklı açılardan bakmaktadır.  21. modern çağ insanlarının derdi, tasası ve sıkıntısı yoktur. Mahkumiyeti ve farklı olguları da yoktur. Doğrunun yönünü dahi bilmekten aciz ve yoksundur.
Dert Nedir?
Belirtiğimiz gibi günümüz insan oğlu terimleri ve kavramları farklı algılamakta ve farklı adlandırmaktadır. Bizim dertten maksadımız, bireyselliği değil toplumsallığı kapsayan düşünce akımı içerisinde yaşamaktır. Dertlerden bahsedecek olursak bunlar; sağlık, kültür, psikoloji, bilgi, yaşam, ahlak vb... yüzlerce kavramın içerisinde bulunmaktadır. Derdi olan insanları belirtecek olursak, genellikle bu kişiler; İleri derece ilmi eğitim içerisinde muhtasıl olanlar, Yalnızlığını tek başına değil, toplumsal yalnızlık olarak algılayanlar gibi yüzlerce özellikte kişiler olarak görebiliriz. 
Dert, bendini aşıp, toplumun derinliklerine inebilmektir. Toplum içerisinde ki eksikler yahut yanlışlardır. Bir ulusun, devletin derdi; Ekonomi, terör gibi faktörlerken,  bir kurumun veya birimin derdi; başarı  yahut anlaşılmaktır. Günü kurtarmak asla dert değildir. Davası olanlar, dertlerinden ötürü bu yolda can vermeyi göze alırlar.
Kimlerin Derdi Vardır?
İnsanlar arasında derdi olanlar, toplumu gözeten ve kendini yargılayanlardır. Bir yazar, Bir edebiyatçı, Bir ilahiyatçı, Bir gazeteci yahut bir iş adamı dahi olabilir. Derdi varsa dertlidir. Yakın zamanımızdan derdi olanlardan bahsedecek olursak;
Muhsin Yazıcıoğlu, Bediüzzaman Said-i Nursi, M.Kemal Atatürk, Uğur Mumcu, Wolfgang Borchert, Yılmaz Özbek, Alpaslan Türkeş, Deniz Gezmiş, Sapar Murat Türkmenbaşı, Hitler gibi bazı şahsiyetlerdir. 
Sıkıntı nedir?
Sıkıntılı insanlar çok görünseler de aslın de pek yoktur. Sıkıntı, bir olgu ya da olayın gidişatının kötüye gitmesidir. Kimi zaman iyilerin, kimi zaman kötülerin sıkıntıları gün yüzüne çıkar. Filistin’de savaş, Çin’de insanların yakılması, Afrika’da ki açlık derdi,  bazılarına sıkıntı verir. Bunlar sıkıntıdır. Sıkıntısı olan insanlar ise bu dertlerle uğraşanlar veya farklı dertleriyle uğraşanlardır. 
Mustafa Kemal Atatürk'ün işgal altında ki bu vatanın durumunu dert edinmiş  ve bu uğurda çok sıkıntılar çekmiştir. Bu durum iyi rol olarak bizlere yansırken, karşı düşmanların ise bu vatanı zapt etmek onların derdi iken, karşılaştıkları sorunlar ise onların sıkıntılarıdır. 
Derdi bir dil öğrenip, mesleğini eline almak ve halkına faydalı olmayı dert edinmiş bir öğrencinin sıkıntısı bu uğurda çektikleri ve karşılaştığı sorunlardır. 
Mahkûmiyet nedir?
Mahkûmiyet kelimesinden bizler, özgürlüğün olmamasını, yasakların ağır basmasını anlarız. Bu durum sadece mahpus olan hükümlüler ve mahkûmlar için geçerli gibi görünür. Aslında öğledir ve öğlede devam edecek gibi görünmekte.
Mahkûmiyet kavramını biz sınırlama ve kurallaştırma olarak varsayıyoruz. İnsanlık mahkûm değildir. Çünkü mahkûm insanın üzerinde hükümleri ve suçları vardır. Aslında suçlarının olması değil onun suçunun belirlenmesi onu mahkûm etmiştir. Bir mahkûmu ele alalım. Adam öldüren bir adam, yakalanmadığı müddetçe mahkûm değildir ve özgürlüğü devam etmektedir. Zira yakalanırsa mahkum edilir ve özgürlüğü elinden alınır. Peki ya günümüz insan oğlu mahkum mudur sizce? Cevabı malumdur ki mahkûmiyet sadece bir takım derdi olanlara verilmiştir. Derdi olanlar mahkûm edilir ve özgürlükleri ellerinden alınır, Atatürk' e idam kararının çıkması, Said-i nursi'nin ya da Wolfgang borchert'in hapislere atılması gibi. Binlerce insanın katledilmesine, aç bırakılmasına sebep olanlar ya da buna göz yumanlar suçlu olsalar da dertleri, sıkıntıları olmadığından mahkûm edilmezler. 
Mahkûm Olarak Bildiklerimiz;
Derdi olanın sıkıntısı da vardır. Sıkıntılı insan mahkûm edilmeye mahkûmdur. Suçsuz olmalarına rağmen mahkûmdurlar. Suçları ise dertli olmaktır onların. Dertli, sıkıntılı bazı mahkûmlar; M. Kemal Atatürk, Said-i nursi, Wolfgang borchert, Hitler, Uğur mumcu, Deniz gezmiş, Alpaslan Türkeş, sapar murat Türkmenbaşı, Şeyh Şamil, Şamil Baseyev gibi bir çok dertli insandır.
Farklı Olgu Nedir? 
Önce olgu nedir diye başlarsak söze olgu; "Kolayca anlaşılabilen, tam olarak bilinen, objektif olarak kanıtlanabilen ve bilimsel verilere (bilgilere) dayandırılabilecek somut şeyler, olay ve düşünceler anlamına gelmektedir." İnsanlar farklı olgulardan uzaktır. Bir kaçının belirttikleri, onlar için tam ve doğru olgudur. Bunun dışında ki olgular ise daima yanlış olgu olarak adlandırılır. Farklı olgu söz konusu bile değildir günümüz insanlarının hayatında. Ne zaman ki farklı olgulara sahip insanlar ortaya çıktıysa, ne zaman farklı olguları ortaya atanlar olduysa, devir değişti ve gelişmeler başladı. Tarihte benzeri fazlasıyla görülen dertli, sıkıntılı mahkûm bir çok insan farklı olguya sahiptir. 1900'lü yılların en farklı olgusuna sahip olan M. Kemal Atatürk tarihe adını altın harflerle yazdırdı. Büyük bir değişim ve farkındalık uyandırmayı başardı. Said Nursi'nin derdi, sıkıntısı onu mahkum ettirdi. Risale-i Nur adlı eserinde kendine özgü farklı olgularını ele alan Said-i nursi büyük bir çığır aştı ve hala devam eden bir akımın öncüsü oldu. Yüzyıllar önce farklı olguya sahip olan Hz. Peygamber, Hz. isa, İmam ebu hanife hz. gibi bir çok alim, Cermenlerin büyük kralı olan Karl der große gibi insanlar farklı olguları sebebiyle tarihe adlarını yazdılar ve mahkumiyetlerinin cezalarını dünyada, mükafatlarını ise ahirette göreceklerdir. 
Farklı Olguya Kimler Sahip Olabilir.
Yukarıda bahsi geçen yazılarımızın arasında da vurguladığımız gibi farklı olgu insanı arşa, âleme hükümdar bile eder. Lakin farklı olguya sahip olabilmek için insanın derdi ve bu dertle sıkıntıları olmalı. Sıkıntıları neticesinde mahkûm edilmeli yahut mahkum olmalıdır. 
Doğru Yön Neresidir ve İlmi Nerededir?
Doğru yönün ilmi derdi ve sıkıntısı olan mahkûmlarca belirlenmiştir. Lakin doğru yön kainatta tektir ve onu ise Rahman ve Rahim olan Allah (c.c.) belirlemiştir. Onun uğrunda dertli ve sıkıntılı nice mahkûmlar canlarını verirken, kimi dertli ve sıkıntılı mahkûmlar ise doğru uğruna canlarını vermiş ve çabalamışlardır. Mükâfatı sadece Allah yolundakilere verilecek olsa da bir çoğu doğrunun ilmini bulmuş ve belirtmiştir. 
Tarihte bilinen "Dertli ve Sıkıntılı Mahkûmlar:"
  • Hz. Muhammet (s.a.v)
  • Ashab ve Halifeler
  • Cermen kralı Karl der Große,
  • Ludwig der Fromme
  • Wolfgang Borchert
  • Marks
  • Hitler
  • M. Kemal Atatürk
  • Osman Gazi
  • Fatih Sultan Mehmet
  • Şeyh Şamil
  • Şamil Basiyev
  • Said-i Nursi
  • Uğur Mumcu
  • Peygamberler
  • Einstein
  • Buda
  • Bilge Kağan
  • Farabi
  • Washignton
  • Newton
  • Martin Luter
Ve dahası…

Değerlendirme: 5.0/1
Sayaç: 1559 | Ekleyen: jungnet | Etiket: Wer sind Heartbroken und Distressed, Dertli ve Sıkıntılı Mahkûmlar Kimdi, mahkumlar
Toplam Görüş: 0
avatar