03:27
Simülasyon ve Gerçek Hayat

Yazmak ve yeni bir şeyler ortaya çıkarmak istiyorum. Sürekli bu dürtü ve yaratıcılık arzusu içerisindeyim. Zihinsel ve ruhen bedenselliğimdekinden çok daha farklı bir algı ve yaşam içerisine girmem gerektiği düşüncesindeyim. Elimde olmadan bu olguya kendimi kaptırıyorum. Var olan bir gerçekliği, var olmayan gerçeklikle bilinmez bir simülasyon içerisinde arıyor gibiyim.

 

Rüyalar içinde rüya, yalan ve gerçek olmayan bir simülasyon içerisinde gerçek olduğunu sandığım bir hayat ki, bunun içerisinde olmayan hayali yaşamlar ve gerçek olduğu sanılan gerçeklik dışı algılar çepe çevre etrafımı sarmış. Bazı gerçekler var. Ama bu simülasyondaki diğer kişiler bunları görmezden geliyor. Umursamıyor ve hatta deli, ucube saçmalığı olarak görüp, bize hasta gözü ile bakıyor. Yoksa onlar da mı bu simulasyondaki gerçek kişilerin yansıması veya simolasyon gibi hayali oluşturulmuş karakterler mi? Simülasyon sahibin kurguladığı karakterler mi?

 

Kendi yapay zeka ve iradesini kullanabilen bir simülasyon karakteriyim galiba. Kendimce uyuyan ve rüyalar görebilen bir simülasyon karakteri. Gerçekte var değil miyi? Peki bu simülasyonun sahibi, kurucusu kim ve gerçek hayatı neresi? Beni aşan bir boyut veya algı mekanizması mı orası?

 

Ne kadar gelişmiş bir simülasyondayım ki, kendi oyun ve simülasyonlarımı kurabiliyorum. Hayal gücüne sahibim ve kendi dünyamı yaratabiliyorum. Bu simülasyondaki boyutumdan sıyrılıp, rüyalar alamine geçebiliyorum. Orada da farklı boyutlara ulaşabiliyorum. Evrenlerde yolcuk yapabiliyorum ve bunların hepsi sadece bir simülasyon içerisinde benim yapabildiklerim. Bu simülasyonun yönetildiği o alem neresi? O alem de rüya alemi gibi veya hayal alemi gibi bir sanallık, gerçekliği olmayan alem mi? Öğle ise onun üzerindeki gerçek hayat ve gerçeklik neresi? Ben bu döngü ve kademenin neresindeyim?

 

Gerçek olan ve farklı boyutlarla bu simulasyona kadar ulaşan biri miyim, yoksa bu simülasyon içerisinde yalnızca oluşturulmuş sanal bir karakter mi?

 

18 bin alem var bu gerçek diye nitelendirdiğimiz simülasyonda. Bu simülasyonun altında farklı boyutlara geçilerek alemler arası değişimler var. Acaba bunun dışında bir simülasyonda kurallar ve düzenler nasıl?

 

Simülasyonların yapıldığı o hayatı merak ediyorum? Oraya ulaşabilmem mümkün mü? Ölünce ulaşacak mıyım? Ya da ben sıradan bir karakter olduğum için ölünce bir şey ifade etmeden yeniden bir başka karakter gibi aynı simülasyonda var mı olacağım?

 

Şuanki hayatın gerçek olmadığını iyi biliyorum, tıpkı rüyalar gibi. Rüyalarda başlangıçı hatırlamayız. Olayın ortasında var olur ve sürece dahil oluruz. Bu hayatta da öyle olmadı mı? İlk doğum ve bu hayata geçiş evrelerini hatırlayanımız var mı? 6 – 7, en erken 4 – 5 yaşlarına kadarki evrelerimizi hatırlıyoruz. Yanı bu hayatın da başlangıcından haberdar değiliz. Demek ki gerçek değil.

 

Sorgulamaktan uzak, kendi sanal gerçekliğimde bir hayat kurup, orada mı yaşasam yoksa asıl gerçeği arayıp, simülasyondan çıkmanın yolunu mu bulsam? Belki de burası gerçeklikten daha iyidir. Ama bir şekilde üzerimde üzeri olan, üsterinde üstü olan bir alem veya evrenlerin, boyut ve mantığın çok daha farklı olduğu yaşamların ve de varlıkların olduğundan eminim.

Adı her ne olursa olsun. Uykuya dalmakla ölmek aynı olgu. Geçiş evrelerini hatırlamıyor ve kontrol edemiyorsunuz. Akabinde ise güzel veya dehşetli bir hayatın içinde kendinizi buluyorsunuz. Bu dünyayada tıpkı uykuya daldığımız gibi birden olayın ortasında geldik. İyi, kötü bir hayat içerisindeyiz. Buradan uyandığımızda yani öldüğümüzde asıl hayata geçmiyoruz. Geçtiğimizi sanmıyorum. Yine bu simülasyon içerisinde farklı bir yaşam evresine geçiş yapmış oluyoruz. Bu simülasyondan çıkmak çok daha farklı ve değişik bir olgu olsa gerek.

Simülasyonun kurucusu veya yöneticisi olan varlığın da benim tanrım diye nitelendirdiğim kişi olmadığınan eminim. Tanrı onun da üzerinde biri. Belki de bu simülasyonun kurucusu ve sahibi benim. Tıpkı şuanki gerçek olmayan hayatta rüyaya dalmak gibi. Rüyalarda öyle değil mi? Gerçek gibi sanar ve kişileri, olayları kontrol edemeyiz. Uyandığımızda rüyada olduğumuzu anlarız. Bu simülasyonda da iradem dışı bir simülasyonu kendim yaratmış olabilir miyim?

 

Sorgular ve sorular, bitmeyen ve de tükenmeyen merak olgusundaki sorular. Önemli olan ise yanıtlar. Ölünce ne olacağı sormuyorum. Çünkü tahmin edebiliyorum onu. Ben üç sorunun yanıtını merak ediyorum daha çok. Ben,  bu simülasyonda oluşturulmuş sanal bir karakter miyim? Gerçek alem neresi ve tanrı bunların en üst katmanında nasıl bir hayatta? Ama daha da önemli sorum ise şu; Bu kadar olan, düşünüp sorduğum sorular sadece bu simülasyonda beynimin sorabileceği sıradan ve saçmasapan sorular mı?

 

Hepimiz bilinmezi bilene kadar çok basit ve sıradan sorularla merak içerisinde oluruz. Öğrenip, bilinmezi bildikçe ise soru ve meraklar değişir. Bu soruların ne denli saçma olduğunu anlarız. Ama simülasyonun üzerinde bir hayatın ve onunda üstünde asıl hakikatin olduğundan eminim ki, ne simülasyonlara ne sanal gerçekliklere, ne rüya veya başka alemlere benzemeyen bir yer. Sadece o hakkikat aleminden ufacık bir nokta büyüklüğünde esinti ile oluşturulmuş bir simülasyon burası. Tüm düşünce, rüya, hayal, görüntü, yansıma ve dahası bu simülasyonun bir parçası. Güneş ve gezegenler ve evren dahi bu simülasyonun içerisinde bir parça.

Eklentiler: Görsel 1 · Görsel 2

"Simülasyon ve Gerçek Hayat" başlıklı bu blog yazısı, "14.03.2018" tarihinde "Simülasyon" konumunda yazıldı. Bu blog yazısı yazılırken hava durumu dereceydi ve döviz kuru da şeklindeydi.
Yazım günü gelişen olaylar: ""
Kategori: Gelişi Güzel | Okunma: 1538 | Ekleyen: jungnet | Etiket: sanal gerçeklik, Simülasyon ve Gerçek Hayat, simülasyon, rüya alemi | Değerlendirme: 5.0/1
Toplam Görüş: 0
avatar